Ateistlerın haksız olması üzerine

 Günümüzde bilgi öğrenme imkanları gelişmiştir. Bu imkanlar çerçevesinde insanlar bilgiler öğrenebilmek ye ve bilgisini sosyal medya veya YouTube üzerinden payaşabilmektedir. Fakat şu da var ki insanlar doğru bilgiyi nereden öğrenebilirler? Doğru bilgi ile yanlış bilgi birbirinden nasıl ayırt edilir? Doğru ve yanlış, yalan ve gerçek nedir? İddia nedir? Bunun üzerine değinmek istiyorum. Bilinen günümüz çağında ateistler, dinsizler YouTube üzerinden videolar hazırlamaktadır. Peki bu videoları neye dayanarak hazırlamaktadırlar? Haydi başlayalım...

 İlk sorumuzu cevaplayacak olursak insanlar doğru bilgiyi Ehli sünnet âlimlerinin tefsirlerini, hadislerin tefsirlerini, fıkıh kitaplarını ve İslam ilmihali okuyarak öğrenebilirler. Şimdi bu cevap üzerine şöyle bir soru akla gelebilir? Neden Kur'an meali  değilde tefsirleri? Çünkü Kur'an mealleri okuyarak insanlar hadisleri dinî hükümleri bilmedikleri zaman yanlış anlamlar çıkarabilmektedir. Böylece yanlış anlamlar çıkarılmasın diye Müslümanlar tarafından Kur'an meali okumak pek tavsiye edilmez. İkinci sorumuzu da şöyle cevaplayabilirim. Doğru bilgi ile yanlış bilgi kesinlikle doğru kaynaklardan okuyarak öğrenilir ve öylece ayırt edilmiş olur. Doğru gerçeğe uygun, gerçek anlamlarına gelmektedir. Gerçek; yalan olmayan anlamına, yalan; gerçek olmayan, sahte, uydurma anlamlarına, yanlış; gerçeğe aykırı anlamına gelmektedir.

İddia öne sürülen sav anlamına gelir. Ateistler neye dayanarak videolar hazırlarlar? İnsanlar mümin, kâfir, münafık olarak üçe ayırılır. Kâfirler hem dinsizliğe inanmakta, dinsizliği savunmakta, bu sebepten dolayı da İslam'a inanmamakta ve kötülemektedirler. Müslümanlara şüphe vermeye çalışırlar. Fakat gerçek müslümanlar şüpheye düşmemektedirler. Ateistler bu hal dolayısıyla haksızlardır. Ateistler haklı değil haksızlardır. Zaten Allah vardır, İslam hak dindir, Muhammed aleyhisselam hak peygamberdir. Böylece yazımı sonlandırmış bulunmaktayım. Başka bir blogta tekrar görüşmek üzere Hoşçakalın.

İslami Dünya görüşü nasıl olmalıdır?

  Malum günümüz Müslüman toplumlarında eskiye nazaran ibadet etmenin azaldığını görüyoruz. Peki bunu nasıl düzeltebiliriz? Bunu hiç düśündünüz mü? Bunun için yapmamız gereken şey kendimize çeki düzen vermek, itikad ve imanımızı güçlendirecek eserler okumak, bu konuda Risale-i Nurlar çok etkilidir. Bunun gibi eserler okumak sonra zihnimizi açık tutmak, öğrenmeye açık olmak, İslami bilgilerimizi arttırmak, iman ve ibadete önem vermek, günahlardan ve haramlardan uzak durmak, sakınmak bunlar başlıca gelen hususlardır.

 İslami Dünya görüşü nasıl olmalıdır? Sorusuna cevap vermek için öncelikle dünya görüşü nedir buna bir bakalım. Dünya görüşü Hayata bakış açısı hayat felsefesi evreni dünyayı anlaması diyebiliriz. İslami Dünya görüşü öncelikle İslam'a uygun olmalıdır ve İslam'a aykırı olmamalıdır. Mesela; laiklik, millyetçilik, cumhuriyet, demokrasi, anarşizm gibi ateizm, agnostisizm, septisizm gibi dünya görüşleri İslam'a aykırı olmaktadır. 

Gerçek bir Müslüman laik olmaz. Müslüman bir kişinin şeriatı istemesi gerekir. Şeriat Allah'ın emir ve yasaklarıdır Allah'ın kanunlarıdır. Bu anlama gelmektedir. Dindar olmayan laik olan yada ateistler dinsizler Şeriata Din demek değildir derler amma Şeriatın din olduğu herkesçe bilinmektedir. Şeriat zaten İslam'a dayanır. İslamiyet evrensel dindir. Peki evrensel nedir? Evrensel bütün insanları ilgilendiren demektir. Yani İslamiyet bütün insanlara gelmiştir. Bütün insanlara gönderilmiştir. Bütün insanlar için gelmiştir. Şeriat ile demokrasi birbirine zıttır. Türkiye'de namaz kılanların oranı yanlış bilmiyor ve yanlış hatırlamıyor isem %23'tür. İslamiyet tüm toplumlarına gelmiştir. İslamı ateistler Araplaşmak Arapçılık olarak görmektedirler fakat bu bakış açısı, bu görüş tamamen İslam'a zıttır. İslam'da batılılaşmaya özenilmez. İnsanların dünya görüşünü öğrendikleri yaşadıkları tecrübe ettikleri etkilemektedir. İslam'a göre dünya geçicidir. Dolayısıyla bir Müslümanın dünyaya bağlanmaması gerekir. Dünyayı sevmek İslam'da yasaklanmıştır. İslam'a göre ahireti tercih etmek lazımdır. Bir Müslüman mümin olarak ölüp inşallah Allah'ın rahmetiyle cennete girecektir. İslam bir yaşam tarzıdır. Benim bu yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim...